Just another WordPress.com site

(Picus); Alm. Spechtvögel, Fr. Pice, İng. Woodpecker. Familyası: Agaçkakangiller (Picidae). Yaşadığı yerler: Kutuplar, Avustralya, Madagaskar ve Okyanusta’ki bir kaç ada hariç, dünyanın her yerinde yaşar. Özellikleri: Boyu cinsine göre 9 ila 50 cm arasında değişir. Çeşitleri: Yeşil, Küçük alaca, Orta alaca, Büyük alaca, Kara, Cüce, Döner boyun meşhurları olup, 200’den fazla türü vardır. Ağaçkakangiller ailesinden, ağaçların kabuklarını gagalıyarak altlarında gizlenmiş tırtıl ve böceklerle beslenen, sivri gagalı hoş renkli kuşların genel adı. Ayakları dörder parmaklıdır. İkisi öne ikisi arkaya yönelmiştir. Keskin ve çengelli tırnaklarıyla ağaç gövdelerine sımsıkı tutunur. Dik ve sivri tüylerden meydana gelen, kıvrılmayan güçlü kuyruğunu da destek olarak kullanır. Kısa sıçramalarla ve hızla ağaç gövdelerine tırmanırlar. Renkleri çeşitli olup, boyları cinslerine göre 9 ile 50 cm arasında değişir. Çok ürkek olduklarından tenha orman, park ve bahçeleri tercih ederler. Çoğunlukla ağaçlarda gagaları ile oydukları yuvalarda barınırlar. Ağaçkakanların boyun kasları çok gelişmiştir. Beyinleri, güçlü kafatası kemikleriyle örtüldüğünden, gagalarıyla yaptıkları darbe sarsıntılarından korunurlar. Uzun, sert ve kuvvetli gagalarını bir keski (iskarpela) gibi kullanarak, ağaç kabuklarını didiklerler. Kabukların altında yaşayan tırtıl ve böcekleri bulup yerler. Ağaçkakanların dili uzun ve solucana benzer olup, hızla, gaga ucundan daha uzağa uzanabilir. Dilin dibi, ileri gidip gelebilen kıkırdaklı bir kısma bağlıdır. Bunun sayesinde dil rahatça ileri uzanıp çekilebilir. Ucu yapışkan ve kancalı olan dili ile, tırtıl ve böcekleri zıpkınlayarak kabuk altındaki galerilerinden çekip alırlar. Bazı çeşitlerinin dil ucunda ince, sert, dikencikler de vardır. Ağaçkakan, gagasıyla ağaç gövdesine belli aralıklarla vurur. Yansıyan sesleri değerlendirerek kabuğun hangi noktasında tırtıl bulunduğunu keşfeder. Böylece boşuna delme zahmetinde bulunmaz. Ağaçkakanların kabuk altlarındaki böcekleri görmeden yerlerini kesin olarak tespit edebilmeleri merak konusudur. Eşleşme devrelerinde kuru ağaç dallarını gagalayarak çıkardıkları tik-taklarla karşı cinslerini çağırırlar. Dişileri, 2-3 adet beyaz yumurta yumurtlarlar. Eşler, 16-18 gün kadar sırayla kuluçkaya yatar. Yavruların bakımıyla daha çok erkek ağaçkakan ilgilenir. Ağaçlara zarar veren tırtıl, böcek ve kurtçukları yedikleri için çok faydalı olan bu hayvanlar, ilkbaharda yeşeren ağaçların kabuklarını odun kısımlarına kadar çember şeklinde didiklerler. Bu da ağaçların kurumasına sebep olduğundan, bahçıvanlar tarafından kovalanırlar. Bu kuşların bir de ceviz, badem gibi sert kabuklu ve iri taneli meyveleri ağaçların, kabuk çatlaklarına sıkıştırıp sonra da içlerini yemek gibi adetleri de vardır. Ağaçkakanların en meşhur ve en güzel türü olan “yeşil ağaçkakan”, Anadolu ve İran’da yaşamaktadır. Yeşil rengin hakim olduğu tüyleri, parlak ve çok güzeldir. Boyları 30 cm kadar olup, başlıca besinleri karıncadır. Yaban arılarının balını yemeyi de çok severler. 6-7 yumurta yumurtlarlar. Erkek ve dişi sırayla 16-18 gün kadar kuluçkaya yatar.

Kanarya Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Bir kuş satın almak istenildiği zaman önce kuşun ayaklarına bakmak gerekir. Ayakları kuşun yaşını gösterir. Genç kuşların ayakları saydam gibidir. Bir yasındaki kanaryaların ayakları dümdüz ve cilalı gibidir, üç yasına kadar ayaklar köşeli olur ve üç yaşından sonra da küçük pullar ve kabuklarla örtülür. Tırnaklar uzar ve donukluk yoğunlaşır. Mahmuzlar daha belirli olur. Bunlar kuşun yaşlı olduğuna birer ipucu teşkil eder. Bu nitelikteki kanaryalar nesil verme niteliğinden yüzde elli kayıp etmişlerdir. Kuşun ayaklarını ve karın, göğüs bölgelerini muayene edeceğiniz zaman kanaryayı elinize alınız ve karnının üzerindeki tüyleri üfleyerek sağlık durumunu inceleyiniz. Tüylerin arasından karın bölgesindeki derinin rengi ile diğer bölgelerdeki deri renkleri arasında bir fark olup olmadığına dikkat ediniz. Derinin her tarafı aynı renkte ise kanaryanın sağlığının iyi olduğuna karar verirsiniz. Kuşun karnı menekşe moru, şarabi kırmızı renkte ise veya siyah kan damarlarından kalın çizgiler görülürse ve karnı sisse kuşun hasta olduğuna ve ötmeye elverişli olmadığına karar verirsiniz. Sıhhatli ve sağlam bir kuşta derinin rengi vücudunun her tarafında aynıdır ve elin sırtı rengindedir. Kanarya alımında en önemli husus kuşun sağlıklı olması ve iyi ötmesidir. Ayrıca dişinin ayak parmaklarının da sakat olmaması gerekir. Çünkü bu kuşlar iyi yuva yapamaz ve yumurtaya yatamaz daha doğrusu yumurtayı düzgün çeviremez. Kanaryaların Beslenmesi ve Sevdikleri Tohumlar Yabani kanaryalar besin ihtiyaçlarını doğada çeşitli tohum, meyve ve yeşilliklerden kendileri temin ederler. Evcil kanaryaların bu ihtiyaçlarını temin etmek bizlerin görevidir. Beslenme kuş sağlığının ilk şartıdır. Önemli olan iyi nitelikli tohumların zamanında verilmesidir. Tohumların bir kısmı yağlı, bir kısmı unlu ve bir kısmı da serinleticidir. Bunları ihtiyaca göre vermek kuşun her zaman sağlıklı kalmasını sağlayacaktır. Yağlı Tohumlar: Kenevir, Keten, Susam, Şalgam, lahana ve Turp tohumlarıdır. Unlu Tohumlar: İnce yem, Darı, Yulaf ve Bulgur gibi tohumlardır. Sıcak bölgelerde ve yazın yağlı tohumların az miktarda verilmesi lazımdır. Fazla verilmesi kızıştırır ve yağlandırır, kuşları yorar, vaktinden evvel tüy dökümüne girmesine sebep olur. Sıcak havalarda daha çok unlu mamuller verilmelidir. Bilhassa yulaf en serinlik veren bir tohumdur. Soğuk havalarda, kışın yağlı tohumlar daha fazla verilmelidir. Sonuç olarak soğuk mevsimlerde yağlı, sıcak mevsimlerde unlu ve serinletici, çiftleşme zamanlarında da kızıştırıcı tohumlar verilmelidir. Kışın irmikle karıştırılıp mamalık ile verilen Balın büyük faydası vardır. Hem beslenme hem de sağlık üzerinde etkisi çok fazladır. Yemliğe konulacak tohumların tozsuz, temiz ve bozulmamış olmasına dikkat edilmelidir. Yem alırken elinizle kontrol ediniz. Çuvaldan bir avuç alıp inceleyin, elinizde toz kalıyor mu, çok tozlu ise almayınız. Şayet çok tozlu olarak size gelmiş ise ılık bir sudan geçirip derhal kurutulmalıdır. Az kuşu olan için bu uğraşılara girmeden yıkanmış ve sterilize edilerek hazırlanmış toz ve mikroplardan arındırılmış yemi kuşçu dükkanlarında bulabilirsiniz. Yemliklerdeki yemi haftada 2 veya 3 kere kontrol edip, üstünde yem kabukları varsa üflemeli ve taze yem ilave edilmelidir. Aldığınız yemleri plastik kaplar içinde muhafaza ediniz. Yemlere böcek ve karıncalar sarmasın, rutubetten uzak dursun. Kanarya yemi olarak karışımda en çok kullanılan yemlerin resimleri ve açıklamaları aşağıda görülmektedir. Kanaryaların Sevdiği Tohumlar İNCE YEM: Kanaryaların başlıca besin maddelerinden biridir. Uzunca ve açık sarı renklidir. Unlu ve nişasta bakımından zengin proteinli bir besindir. KENDİR: Gri – Yeşil renkte, iri ve yuvarlak yağlı bir tohumdur. Kuvvetlendirici renkli bir madde sağlayan ve cinsel uyarıcı özelliği olan, kızıştırıcı bir tohumdur. Tüylerin çıkmasına yardımcı olur, güçsüzlüğü ve zayıflığı önler. Fazla miktarda verilirse kuşun yağlanmasına sebep olur. Kanaryanın durumuna göre verilmelidir. ŞALGAM: Yuvarlak siyaha yakın koyu mor ve koyu kırmızı renkte tatlı ve yağlı bir tohumdur. Nişastalı ve unlu besinlerle karıştırılarak verilmelidir. Kanaryanın güzel ötümünde iyi bir etkendir. Şalgam tohumu en az bir yıl bekletilmiş olmalıdır. Taze olanlar kanaryanın bağırsaklarında tahrişlere sebep olur. KETEN: Kahverengi, sert kabuklu, uzun biçimli yağlı bir tohumdur. Kireç ihtiva eder. Kemiklerin gelişmesinde, tüy atım devresinde yeni tüylerin oluşmasında yarar sağlar. Ayrıca başka bir faydası da bağırsaklardan dışkıyı temizlemek suretiyle kabızlığa engel olur. DARI: Beyaz ve sarı renkli, yuvarlak unlu bir tohumdur. Özellikle renk kanaryalarının temel besin maddesidir. Tüy atım devresinde önemli rol oynar. Tüylerin parlak ve güzel çıkmasını sağlar. Nişasta ve yağ ihtiva eder. YULAF: İçi sarı, kabuğu beyaz uzun ve biçimli iri bir tahıldır. Kabuğu sert olduğundan kabuksuz olarak verilmelidir. Bileşiminde azot, fosfor ve az miktarda kireç bulunur. Kanaryaların severek yediği besinlerin başında gelir. Serinletici özelliği vardır. NİGER: Uzun ve siyah, parlak renkli yağlı bir tohumdur. Kuvvetlendirici, renkli madde sağlayan ve cinsel uyarıcı özelliği vardır. Ülkemizde yetiştirilmemektedir. Afrika’dan getirilmektedir. Fazla miktarda vermekten kaçınılmalı, hazırlanan mamaların üstüne tuz serper gibi serpiştirilir. Kanaryalara Verilen Mamalar MAMALAR Kanaryanın beslenmesine çeşitlilik katmak, diğer besinlerden sağlayamadıklarını vermek, kanaryada istenilen değişiklikleri sağlamak amacıyla çeşitli mama karışımları oluşturulmuştur. Bunlar kuvvet mamaları ve renk mamaları olarak ikiye ayrılır. KUVVET MAMASI Bir yumurta katı hale gelinceye değin haşlanır. Soğuduktan sonra sarısı çıkartılarak ezilir. Buna bir miktar pişmiş yumurtanın beyazından da koymakta yarar vardır. İki bisküvi kuru olarak ezilerek, toz haline getirilir ve yumurtanın içine dökülerek karıştırılır. Bu karışıma yarım çay kaşığı bal, iki damla balıkyağı, biraz bira mayası ve biraz da süt ilâvesiyle kuşun iştahla yiyeceği ve iyi bir gelişim sağlayacağı bir mama elde edilir. Bu mamaların içine, çiftleşme ve tüy dökümü sıralarında yumurta kabuğu tozu veya mürekkepbalığı kemiği tozu karıştırılabilîr. Bu ilâve, kuşun kalsiyum gereksinmesini karşılayacaktır. RENK MAMALARI Doğadaki yabanıl kanarya türlerinin belirli renk özelliklen göstermesine karşın evcil kanarya çeşitleri arasında pek çok çekici renkte kanarya bulma olanağına sahibiz. Bu olanağı bize tanıyan, kanarya yetiştiricilerinin bu yoldaki araştırıcı çaba ve emekleridir. Bu çalışmalar, değinildiği üzere iki temel yönlenme göstermiştir. Bunlardan birincisi, Mendel’in “Kalıtım Kuralları” çerçevesi içinde, belirli bir renkte kanarya elde edebilmek için uygun özellikler gösteren dişi ve erkek kanaryaların çiftleştirilmesi düşüncesine dayanır. Bu çabalar sonunda elde edilen seçkin nitelikli kanaryaların renk özellikleri kalıcıdır ve kalıtımla yine kendi döllerine aktarılabilir. İkincisiyse, özellikle İngiltere’de, kanaryaların renkleri üzerine yapılan kimyasal çalışmalar yönünden olmuş ve bazı özel meşinlerle çok değişik, çekici renkte kanaryalar elde edilebilmiştir. Ancak bunlar, besin rejimlerin özelliklerini veren maddeler çıkartıldığında, tekrar gerçek renklerine dönerler. Ayrıca, suni olarak kazandıkları bu renk özelliklerini, kendi döllerine yalnızca kalıtım yoluyla geçirebilme özelliğine sahip değildirler. Renk Mamaları adıyla anılan, kuşların tüy diplerinde bulunan renk verici maddeleri istenilen yönde etkileyen, vitamince zengin, kuş sağlığına zararsız, renklendirici bu mamalar, kanaryalara iki aylık olduklarında, her gün kanarya başına bir çay kaşığı olmak üzere verilmeye başlanır. Renk mamaları tüy dökümü sırasında artırılabilir, ancak çiftleşme süresi içinde, kuluçka Kanaryaların tüylerinde koyu sarı, kırmızı, tarçıni, portakal renklerini yapay olarak oluşturmak mamalar sayesinde mümkün olmaktadır. Hazırladığımız yumurta mamasına 4–5 damla zeytinyağı, makinada ince çekilmiş kırmızı taze kayın biberinden bir çay kaşığı eklenerek kuşa verilir. Kasım ayından itibaren her gün mamalığa bir kahve kaşığı konularak tatbik edilir. Mamanın yanında kuşa haftada bir defa kenevir, keten ve darıyı biraz fazlaca vermek gerekir, ayrıca bolca yeşillik ve meyvede verilir. Renk mamasına sadece dişilerin yumurtlama döneminde ve yavrular 5–6 haftalık oluncaya kadar ara verilmelidir. Daha sonra yavrularla birlikte kuşlara renk maması verilmeye devam edilmelidir. Mamanın hergün düzenli olarak kuşa verilmesi gerekir, bir gün dahi vermezsek bu kuşun renginde belli olacaktır. YUMURTA MAMASI Bir yumurta katı hale gelinceye kadar haşlanır. Soğuduktan sonra sarısı çıkartılarak ezilir içine az miktarda beyazı rendelenerek karıştırılır, iki adet bisküvi ezilerek toz haline getirilerek içine karıştırılır, karışıma yarım çay kaşığı bal, iki damla balık yağı, biraz süt ilave edilir ve kuşa verilir. Ayrıca bu karışıma elma, şeftali, muz gibi meyvelerde rendelenerek karıştırılabilir, fakat elma karıştırılacaksa mamaya balık yağı koymamalıyız çünkü elma ile balık yağı birleştiğinde mamayı bozar. Yumurta ezmesine dövülmüş haşhaş tohumu, kenevir tohumu, rendelenmiş havuç, mangal kömürü tozu, mürekkep balığı kemiği tozu, az miktarda haşlanmış patetes, galeta unu, ezilmiş bisküvi, bal ve süt, badem ezmesi karıştırılarak besleyici ve karışımı zengin bir mama yapabiliriz. Kanaryamıza kuru ekmeklerin üzerine şekerli sıcak süt dökerek yumuşayıp soğumasını bekledikten sonra oluşan karışımı da verebiliriz. VİTAMİNLER Yabani kanaryalar tabiatta serbest olarak meyve, çiçek, at ve ağaçlardan temin ettiği taze gıdaların bünyesindeki vitaminlere metabolizmasının gelişmesine ihtiyacı olan çeşitli vitaminler kendisi serbestçe tedarik edebilir. Halbuki kafes hayatına intibak etmiş bulunan evcil kanaryalarda bu ihtiyaç bakicisi tarafından temin edilir. Verilecek gıdalarda ne cins vitaminin bulunduğunu bilmek gereklidir. Vitamin, vücudun gelişmesine ve hastalıklara karsı direnç artamasana sağlayan bir maddedir. Muhtelif besinlerde çeşitli cinsleri tabii olarak bulunduğu gibi bunların bilhassa ilaçlarda kullanılan sunileri de yapılmaktadır. Vitamin noksanlığından meydana gelen hastalıklara “Avitaminos hastalıkları” denir. Suni olarak yapılan vitaminlerin mama vesaire besinlerde gereklidir. Vitaminlerin belli başlı çeşitleri ve gördükleri vazifelerle hangi besinlerde bulundukları aşağıda gösterilmiştir. A VİTAMİNİ; Havuçta , balıkyağında, yumurtada, yeşilliklerde bulunur. Görevi bünyenin gelişmesini temin eden, yumurta verimini arttırır, sinir sisteminin normal çalışmalarını düzenler, görme hassasını kuvvetlendirir, iştahı açar, hastalıklara karşı vücut direncini arttırır. Eksikliği halinde bünyenin gelişmesi yavaşlar, hastalıklara karşı direnç azalır. Ve göz, solunum organları, böbrekler hastalanır, yumurta verimi azalır. Zafiyet, iştahsızlık meydana gelir, ömrü kısalır. B1 VİTAMİNİ; Yulafta, mayada, bakliyatta bulunur. Sindirim sistemi organlarını çalıştırır, gelişmeyi temin eder, sinir sisteminin çalışmasını düzenler. Noksanlığı halinde sinir sistemi bozukluğu (Ben-Ben), hazımsızlık meydana gelin. B2 VİTAMİNİ; Hububatta, yeşilliklerde bulunur. Gelişmeyi temin eder, yavru kuşlardaki telefatı azaltır, yumurta verimini çoğaltır, ayak parmaklarındaki felci önler. Noksanlığı halinde gelişme azalır, tüylerinde kırılma görünür, zafiyet, felç gibi rahatsızlıklar meydana gelir, yavru telefatı fazla olur. B12 VİTAMİNİ; Süt, et, karaciğer, kan, balık unu gibi gıdalarda bol miktarda görülür. iştahı arttırır, gelişmeyi temin eden, vücudun hastalıklara karşı direncini çoğaltır, telefat önler, tüy dökümüne mani olur. Eksikliği halinde bünyenin gelişmesi azalır, zamansız tüy dökümü olur, zafiyet ve telefat artar. denilen ve kanaryada tüy yolma, gagalama, yumurtayı kırıp yemek hırçınlığı görülür. C VİTAMİNİ; Limon ve yeşilliklerde bol miktarda bulunur. Bünyenin hayatiyetini sağlar. Noksanlığı halinde gelişme azalır, cılız yavrular meydana gelir. E VİTAMİNİ; Yeşil salata, sürmüş tohumlar ve galeta. ununda bulunur. Bilhassa kanaryanın çiftleşme ve üremesinde hormonlar üzerinde mühim rol oynar. Yumurta verimini artırır. Noksanlığı halinde erkek kanaryada cinsi kudretsizlik ve hattâ kısırlık meydana gelir. Dişi kanaryanın ise yumurtalıklarında bozukluklar olur. Yumurtadan yavru verimi azalır ve yavru telefatı çoğalır. D VİTAMİNİ; Balık yağında, yumurta sarısında, tereyağında, sütte bol miktarda bulunur. Kemik dokusunun, onarım ve gelişmesinde büyük rolü vardır. Bünyedeki fosfor ve kirecin yapıcı faaliyetini hızlandırır. Noksanlığı halinde kemik zafiyetine, raşitizm, sıskalığa sebep olur. Yumurta kabukları ince ve miktar itibariyle az olur.

PAPAĞANLARIN YAŞAMI
frican Grey Parrots (Psittacus erithacus erithacus) Son zamanlarda en ilgi çekici kafes kuşlarından biri olma özelliği taşıyan Afrika Gri Papağanıdır Amazon Papağanı olarak da bilinen bu cinsin bir çok farklı rengi olan diğer amazon papağanlarına kıyasla konuşma özelliği çok daha üstündür Diğer Afrika papağanları daha güzel ve renkli olmalarına karşın daha az konuşkandırlar Gri papağanlar öyle yeteneklidirler ki, bir çok yetiştirici kendi kuşlarını sahiplerinin seslerini çok iyi taklit ettiklerini, ses tonuyla dahi aynı olduğunu vurgularlar Öyle ki bir babanın sesiyle konuşan papağan adamın oğlunu kandırabilmiştir İnsanları da bu kadar iyi kandırabilecek kadar taklit güçleri olması onları iyice popüler kılar Gri papağanlar çoğunlukla Güney Amerika, Asya,Avustralya ve Afrika’dan getirilirler Bir erkek Afrika papağanı genelde bir güvercin boyutlarındadır Dişi daha da ufaktır Vücut gri, erginde kuyruk açık kırmızı, ergin olmayanlarda koyu kırmızı bir renk tonu hakimdir Bir yaşın altında ise gözler siyah renkteyken 1 yaşından sonra griye ve en son sarımsıya döner Normalde 20-25 yıl bazen de 70 li yaşlara kadar yaşayabilirler Beslenme: Doğada meyve ağaçlarında beslenmeyi severler Zeytin ağaçlarını meyvelerini, katı yumurtayı, sütlü kuru ekmek parçalarını, haşlanmış patatesi, mısır ve tuzsuz ayçekirdeklerini, fıstık, yulaf, buğday, pirinç, kara buğday, arpa, sorgum ve fındık gibi yemleri sevmektedir Cold live oil, wheat germ oil gibi değişik preperatları petshopunuza sorunuz Beslenme iyi olursa sağlığı da o derece iyi olacaktır Yeşilliklerden marul yıkanmış olarak tercih edilmelidir Maydonaz aşırı ishal yapabileceğinden verilmez Dışardan vereceğiniz değişik yiyecekler genelde birdenbire çok miktada verilmemelidir Az miktarlarda denenmeli, fazlası yine ishale neden olabilir Petshoplarda karma ve vitaminli özel papağan yemleri(kapalı ambalajlarda) tavsiye edilir Bunların dışında evde yine sevdiği meyvelerle (hijyene dikkat edilerek) beslenebilir İçme suyu hergün yenilenmeli, altlığı mutlak değiştirilmeli, bilinen dezenfektanlar kullanılmamalıdır Çiftleşme dönemi: Eylül- Temmuz arasıdır, 4-5 yumurta yaparlar, 65 derce fahrenayt altında ısı olmamalıdır Satın alırken eksik parmak olmamasına, gözlerin canlı ve hareketli olmasına, kanatlarının dengede ve düşük veya kabarık olmamasına dikkat edilmelidir Ve aldıktan sonra çok korunaklı bir yolculuk kafesi ile taşınmalı, ısıya dikkat edilmeli, havalandırmalı kafes olmalıdır Eğitim: Eğitim konusu her zaman sabırla olmalıdır Bir haftada öğrenmesini beklemeyin İlk gün ışık alan, cereyansız, sakin bir odada kalsın Ortama alışmasını bekleyin Tek kişi ilgilensin Yemek su düzenli her gün yenilenmelidir Yumuşak güzel sözlerle alışması sağlanmalı, asla ele size alışmadan almaya, tutmaya kalkışmamalı Kısa kelimeler seçilmeli konuşurken ki kolay öğrensin İsmi de kısa olmalıdır El kafesde 15 dak dan fazla tutulmamalı Size alışmaya başladıktan sonra aile ile de tanışmaya başlar Yavaş yavaş ele alışmaya başladıkça dışarı da çıkarmaya başlanabilir Elde tutulan uzun bir tünek sopa vasıtasyla dışarda olmaya alışabilir Eğitim birebir olmalıdır Dil kesme vb saçma tavsiyelere kulak asılmamalıdır Bunlar hayatını tehlikeye atan yanlış inançlardır Sevdiği yiyecekleri elden açken uzatmak en iyi alıştırma metodlarındandır Oyuncaklar: Zil, ayna, çeşitli merdivenler Kafes ve ortam: 65 derece fahrenayttan düşük olmamalıdır ortam ısısı İyi ışık alan, cereyansız bir ortam olmalı, cereyanın çok ani ölümlere neden olduğu unutulmamalıdır Ortamda boya,gaz, duman sirkülasyonu olmamalı olmamalı, zehirlenebilir Kafesler olabildiğince büyük olmalı,içine kanat çırpabilmeli Paslanmaz çelikden yapılmış olabilir Gaga taşı muhakkak olmalı,karışık kaliteli yemler verilmeli İçme suyu ve hijyene daima özen gösterilmeli, oymalı, tahta vb kafes ve oyuncaklar tercih eilmemelidir Çünkü bunlarda hijyeni korumak zorlaşır Sağlık: Papağanınız uçmak istemediği zaman, çok kabardığı, kuyruğunun düşük olduğu, köşesinde devamlı uyumak istediği zamanlar hasta demek olabilir iştah azalması, öksürüp hapşırması ve sulu ishal tehlikeli bir durumdur Zaman kaybetmeden veteriner hekime götürülmelidir Kuşlar ve özellikle papağanlar hassas canlılardır Şiddetli ishalde bir gün içinde bile öldürebilir Dış bakıda görebilecek tümörler, parazitler -kene,bit, kırmızı böcek(mayt), kurt- olabilir Yine veteriner hekime danışılmalıdır Kendi kendine tüylerini yolabilir Psikolojik problemler gelişebilir Hasta hayvan için 104 fahrenayt derece kafes ortamı uygundur Taşıma kapları 85 fahrenaytın altında olmamalıdır Isıtma için infraruj lambalardan yararlanılır Taban ve su daima temiz olmalı Kaynak: AFRİKAN GREY PARROTS; Paul R Paradise, 1979 by TFH Publications,Inc Ltd Fotoğraflar by Horst Mueller

Kuşlar vücutları tüylerle örtülü, akciğer solunumu Yapan, sıcakkanlı, yumurtlayan, gagalı, kanatlı omurgalı hayvanların Ortak adi, Iki Ayaklı, Sıcak Kanlı, omurgalı ve Yumurta Ile Üreyen hayvanlar sınıfı.

Yaklaşık 10.000 civarında yaşayan türüyle en kalabalık tetrapodların omurgalıları oluştururlar. Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna Dünya üzerindeki tum ekosistemlerde yaşarlar. Boyutları

Arı sinek Kuşunda 5 cm Ile

deve Kuşunda 2,7 m. ‘ye sorunu çözecek kadar değişir. Yararlanılır fosillere Türkçesi Kuşlar, yaklaşık 150-200 milyon Yıl hafta önce,

Jura Devri‘nde terapod

dinozorlardan gelmektedir. Bilinen first Kuş Jura Devri’nin sonlarında yaklaşık 155-150 milyon Olan Yıl hafta önce Yaşamış Archaeopteryx ‘tir.

Omurgalıların kalabalık Bir sınıfıdır.

Gagalarında DIŞ bulunmaz. Günümüzde karada ve suda yaşayan 10,000 sorunu çözecek kadar Türü mevcuttur. Cogu uçucudur. Kivi ve deve Kuşu görmeme uçamayan nadir Çeşitleri de vardir. Hepsi sıcakkanlı ve yürekleri Dört gözlüdür. Büyük ve Küçük dolaşım birbirinden tamamen ayrılmıştır. Genellikle C’dir Vücut ısıları 41-42 °. Derileri Tuy kaplıdır ve teleklerle. Tüyler edermisin Vücut ısısını muhafaza. Derilerinde salgı bezleri YOKTUR. Yalniz Kuyruk diplerinde Yağ salgılayan Bir Çift bez vardir. Su kenarlarında yaşayanlarda met Fazla gelişmiştir. Bacakları keratin pullarla örtülüdür. Ayakları Dört parmaklı OLUP, üçü onde sesini duymak arkadadır.

Ağaçkakan görmeme tırmanıcı kuşların parmaklarının ikisi onde, ikisi arkadadır.

Baykuş, gök kuzgunu ve guguk kuşlarında Dördüncü parmak hem tek hem de arkaya döndürülebilir. Bazılarının parmakları arasında yüzme derisi elde edilebilir.

Pelikan,

karabatak ve sümsük kuşlarında Dört parmak da perdelidir.

Ördek ve

MartıLarda öndeki Üç parmak perdelidir. Uzun müddet karla KAPLI Olan bölgelerde yaşayanların parmakları tüylüdür. Balık kartalının parmaklarının alt yüzeyinde, balıkların kaymasına mani olmaya Yarayan Özel dikenler vardir. Afrika devekuşları Iki, Güney Amerika ve

Avustralya devekuşları Üç parmaklıdır. Dövüşken kuşların ayaklarında Birer adet mahmuz elde edilebilir. Ağaçkakan ve papağanların dilleri etli ve yumuşaktır. Kuşlarda Vücut, uçmaya elverişli sekilde yaratılmıştır. Kemiklerin Içinde ilik YOKTUR. Hava Ile doludur. Üstümüzde üşümemesi icin ve sıcaktan rahatsız olmaması icin soguk ve Sıcak geçirmeyen Bir Tuy örtüsüne sahiptir. Kuyruk tüyleri Dümen vazifesini görecek sekilde yaratılmıştır. Ayrıca fren vazifesi de görmektedir.

Tüyleri oğlu Dereceli Hafif ve kuvvetlidir. Ana

Tuy gövdesinden çıkan ince tüycükler birbirine minicik çengellerle kenetlenmiştir. Hatta met tüycüklerin insanı şaşırtan Kendi soul tamir Gücü de vardir. Parçalanmış Tuy dikenleri Bir Araya getirildikten Hiçbiri uzunlamasına birkaç kere okşanınca mikroskobik denilebilecek kadar karanlık Küçük kancaların Tekrar birbirine geçip Eskisi görmeme kenetlendiği görülür. Kuşlar tüylerini gagalarıyla tarayarak düzeltir. Ter bezleri bulunmadığından tüyler onun Zaman kurudur.

Uçma olayında Büyük enerjiye ihtiyaç duyulduğundan kuşlarda gelişmiş Bir Hastayım system vardir. Mide ve barsak Kuruluşu’ndan, diger hayvanlarınkinden farklıdır. Mesela bunlarda “kursak” denilen Bir torba da elde edilebilir. Burası alınan gıdayı depolamaya ve devamlı mîdeye aktarmaya Yarar. Besinler mîdeye gelmeden once kursakta iyice yumuşatılır. Mîdeleri de Iki gözlüdür. Birincisinde mide özsuları salgılandığından, “bezli mide” adını Alirıza. İkincisine “Taşlık” Adi verilir. Kuş Enerji depo edebilmesi icin yediğini beleş hazmeder. Mesane bulunmadığından posalar derhal Dışarı atılır, Vücut hafifler.

Mide ve barsakların posayı aşağıya iten hareketleri müthiştir. Yuvasını henüz terketmemiş Bir Ardıç Kuşu uçmanın tekniğini şuurlu olarak Bilmez. Bunun icin tip kullanılmış YAKIT hesabını yapamaz. Ama içgüdü olarak önüne çıkan koskoca Bir solucanı beleş kursağına indirir. Karga yavrusu, sanki Uçmak Click Fazla Gıda gerektiğini biliyormuş görmeme, onu Is getting beter Kendi ağırlığının birkaç Katı öteberi yutar.

Met Canlı tayyarelerin motoru kalpleridir. Pompalama faaliyetlerini HIZLI Bir sekilde yürütebilmesi Click dakikada 500-1000 sorunu çözecek kadar Kalp atışı mevcuttur. Başlıca uçuş takımları da kaslarıdır Göğüs. Met kasların en büyükleri, kanatları Aşağı çeker. Havaya karsı çekilen met kanatlar sayesinde Kuş da Yukarı ve İleri Doğru itilir. Kanat kasları, “karina” denen Güçlü Göğüs kemiğine tutunmuştur.

Solunum system de Hayret vericidir. Çok İyi yükseklerde uçarken hava molekülleri Seyrek oldugu icin kemiklerinin içindeki hava keseciklerinden istifade edermisin. Kuşlarda akciğerler oğlu Dereceli, gelişmiş olmasına ragmen küçüktür. Bununla beraber İletim kabiliyetleri yüksektir. Ciğerler boşluğunda serbest olmayıp Sırt duvarına yapışıktır Göğüs. Akciğerlere bağlı Dokuz adet hava kesesi mevcuttur. Hava deposu görevi Yapan met keseler uçma esnasinda kuşun ağırlığını azaltır ve akciğerlere hava akımını arttırır. Uzun kemiklerin boşluklarına Kollar vererek kemikleri hava Ile doldururlar. Deri altlarında hava hücreleri halini alırlar. İyi uçan ve yüzen iri kuşlarda Deri altının her tarafına yayılmışlardır. Pelikanların derilerine dokununca met hava hücrelerinden dolayı çatırtılı Bir ses çıkar. Deniz kırlangıcı (Sterna) ve Martı (Larus) görmeme alamiyorum uçan kuşlarda Küçük, İSO hava İstek desteklenmiyor kemikler azalmış, Yerine ilik dolmuştur. Devekuşu ve diger uçma kabiliyetini kaybetmiş kuşlarda da kemiklerin İçi ilik Ile doludur.

Solunum ağızla başlar, Hiçbiri gırtlak ve soluk borusu Gelir. Soluk borusunun sonunda, daha Çok İyi ötücülerde Gelişen ses gırtlağı (sirenks) elde edilebilir. Soluk borusu (trekea) Iki bronşa, bronşlar da akciğerlerin Içinde kılcal hava kanalcıklarına ayrılırlar. Met hava borucukları, memeli hayvanlarda ve insanlarda oldugu görmeme hava petekleri Ile (alveoller) sonlanmaz. Kanalcıklar birbiri Ile ağızlaşarak birleşir ve ciğerlerde hava borucukları agi meydana getirirler. Hava, met borucuklar Içinde dolaşır. Kanalcıkların Bir kısmı imkb akciğerlerden çıkarak hava keselerinde biterler. Kuşların Solunum sistemlerinde imkb yaramayan faydasız Bir boşluğa rastlanmaz.

Kuşlarda

 

diafram YOKTUR. Akciğerleri Bizim görmeme şişip gevşemez. Uçuş esnasinda kanat çırpma sonucu, Göğüs kemiğinin açılıp kapanmasıyla hava keselerine yapılan basınçla akciğerler körüklenir ve hava akciğerlere rahatlıkla girip çıkar. Akciğerlerin met özelliği solunumun Çabuk olmasına ve dolayısıyla besinlerin Oksijen tarafından Çabuk yakılarak Kuşlar Click tip kullanılmış Yüksek enerjinin elde edilmesini sağlar.

Kuşlar Rahat uçabilmek, düşmanlarından korunabilmek ve avlarına yaklaşabilmek icin keskin Bir görüşe sahiptir. Durdukları yerden 300 dereceyi görürler. Çulluğun Görüş 360 derecedir Alanı. Yani çulluk, arkasını da Görür. İnsan 160 dereceyi Görür ancak. Kuşlarda Üç Göz kapağı elde edilebilir. Alt Göz kapağına bağlı Olan üçüncü kapak Icten disa Doğru’nun sürgü Taksi açılır. Avcı Kuşlar Çok İyi yükseklerden avlarını görürler. Şahin, İnsan gözünden Sekiz kat daha alamiyorum Görür. Kartal, Altı defa büyüten dürbünle Bakan Bir insanın gördüklerini rahatça Görür. Çit Kuşu, ancak mikroskopla görülebilecek kadar karanlık Küçük Böcek yumurtalarını net Bir sekilde Fark edermisin. Gözünü Teleskop görmeme de ayarlayarak uzaktaki cisimleri de rahatça Görür. Kuşlar Yumurta ürerler Ile. Ördek ve Devekuşu hariç, hiçbirinde çiftleşme düzenlenmiştir YOKTUR. Eşler dışkılık açıklıkları Ile birbirini döllerler. Erkeklerde Bir Çift erbezi, dişilerde imkb Bir tek Yumurtalık vardir. Tavukgiller hariç, diger Kuşlar tek EŞ tutarlar. Çiftleşme dönemlerinde, genellikle Erkek kuşlarda DÜĞÜN elbisesi denen Bir Tuy değişimi ve renklenme görülür. Bunun yanında öterek, dişilere kur yapma ve dans gösterileri de görülebilir.

</p><p>Su kuşu

 

Su Kuşu

Kuluçka Olma şekillerine Türkçesi yuva şekilleri vardir. Güney kutupta yaşayan penguenlerin ayaklarında yumurtalarını bırakmaya Yarayan kıvrımlar elde edilebilir. Avustralya’da yaşayan bazi Kuşlar yumurtalarını volkanik Sıcak kumlara bırakarak yavrularını çıkarırlar. Bazıları da erkeğin toplayıp yığdığı yapraklar uzerine yumurtalarını bırakırlar. Fermantasyon sonucu meydana Gelen ısıda yavrular çıkar. Bir Kısım Penguen ve martılar sahillerdeki oyuk ve yarıklara yumurtlarlar. Bazılarının dişisi kovuklarda yuvaya girdikten Hiçbiri, girişte Küçük Bir deliğin dışındaki kısmı dışkısı Ile sıvayarak soul hapseder. Kuluçka süresince Erkek ONU Pencere deliğinden Besler. Ayri yetiştirilen Yavru Kuşlar, hic görmedikleri halde ic güdüleriyle türlerine yuva şeklini yapmışlardır vardır. Ötmeleri bazılarında irsidir. Bir kısmı imkb bunu sonradan öğrenirler. Bir Yavru Bülbül, ötmediği süre Ile dinlediği baska Bir Kuş görmeme ötmeğe başlamıştır 10 Is getting beter devrede.

Kuşların bazıları otçul, bazıları etçil, fakat ekserisi hem otçul hem etçildir. Otçul olanlar tohum Meyve ve bitki Parçaları Ile beslenir. Etçil kara kuşlarının besinlerini genellikle böcekler ve kemirgenler teşkil edermisin. Etçil su kuşlarının besinleri de kurbağa, Yılan ve balıklardır. otçul olanlar balözü, Böcek ve tohum Yerler de Hem etçil hem.

Yumurtaların Sekli, rengi, benekleri ve Sayısı türlere Türkçesi değişir. Turna Bir Yumurta, Keklik 15-20 adet yumurtlar. Kuşlar yavrularını Böcek ve Böcek larvaları Ile beslerler.

Kuşlar, zararlı böceklerin Baş düşmanıdır. Yeryüzünde 8,000 ‘i Aşkın Kuş Türü bulunmaktadır. Bunlardan 850 kadarı Kuzey Amerikada yaşar. Belli Bir bölgede yaklaşık 200 çeşidi bulunabilir. Ote yandan New York şehrini çevreleyen 90 km’lik alan Içinde cogu insanlara zararlı yaklaşık 15,000 TÜR Böcek vardir. Bu sorunu çözecek kadar Çok İyi haşaratın kısmen de Olsa Kuşlar tarafından Kontrol Altında tutulduğu Gerçeği, kuşların insana Yardımcı olduklarını gösterir. Tabiatta dönmez Bir Denge temayülü vardir. Ne yazık ki, Zaman Zaman insanlar met dengeyi bozarlar.

Kuşların Beslenme Konusu incelendiğinde su Hakikat ortaya çıkar: Pekçok kuşun yiyeceklerinin Ö NEML bölümünü tarıma zararlı yabanî bitkilerin tohumları teşkil edermisin. Yabanî otlarla mücadele çiftçilere Büyük mali külfetler yüklemektedir. Kuşlar hiçbir masraf olmadan zararlı tohumları yiyerek onların artmasının önüne geçerler. Serçeler, bıldırcınlar ve ispinozlar onu Yıl binlerce ton yabani bitki TOHUMU yiyerek çiftçilere Yardım ederler. Kuş bilimcileri küçücük Bir Ağaç serçesinin Gunde beleş beleş 28 gr sorunu çözecek kadar yabanî ot TOHUMU yediğini Tahmin ederler. Sadece met kuşun safra çitfçilere nasil faydalı oldugunu met tesbit açıkça göstermektedir. Kuşlar olmasaydı zararlı bitki ve böceklerin kontrolünde güçlük daha Fazla olurdu.

Doğan, Baykuş ve bunlara Benzer bazi Kuşlar eskiden Beri zararlı Kabil edilirdi. Fakat oğlu yapılan incelemeler met düşüncenin yanlış oldugunu ortaya çıkarmıştır. Onların yiyecekleri Olan Ücret, Sincap, Tavşan görmeme hayvanlar, met kuşların Kümes hayvanlarına verdikleri zarardan daha Fazla zarara sebeb olurlar.

Kuşların Göçü: Küçücük Kolibri kuşundan koskoca kartallara sorunu çözecek kadar binlerce Kuş yaparlar Türü onu sene vakti geldiği Zaman üreme ve kışlama bölgeleri arasında Uzun yolculuklar. Yılda Iki defa Kuzey ve Güney yarıküreleri arasında Göç ederler. Kış aylarında havaların soğumasıyla Besim bulmak zorlaşır ve rekabet Artar. Met sebeple Kuzey yarımkürede Üreyen Göçmen Kuşlar, her sonbaharda Güney yarımküreye Doğru Göç hareketine girişir. Güney daha Sıcak ve Besim bakımından daha Zengin olduğundan alamiyorum Bir kışlama Alanı teşkil edermisin. İlkbaharın başlamasıyla da güneyden kuzeye dönüş göçüne başlarlar. İlkbaharda Kuzey bölgeleri Kuş akınlarına uğrar.

İlkbaharda kuzeye Gelen Kuşlar, ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimleri Olmak uzere Yilin dörtte üçünü met genis alanlarda geçirirler. Yalniz kış mevsiminde tropik bölgelerde barınırlar.

Ahır kırlangıçları, her ilkbaharda brezilya ve Arjantin’den Yola çıkarak 7000 millik tehlikeli Bir yolu aştıktan Hiçbiri Labrador ve Alaskaya gelerek yumurtlarlar. Baltimor sarıasması, onu mayıs ayında Güney Amerika’dan kalkarak 2000 millik Bir yolculuktan Hiçbiri New York’un Scardale bölümüne Gelir.

</p><p>Kartal

 

Kartal

Kuzey Amerika ormanlarında yumurtlayan siyah Çalı bülbülleri, her sonbahar gökyüzünde Büyük sürüler halinde Bir Araya gelerek kışlamak Click Atlantik sahillerine ve Güney Amerika’ya Göç ederler. Ağırlıkları 90-10 gram Gelen met küçücük Kuşlar hic mola vermeden Asgari 86 saat İşlem boyunca 2.400 millik Bir Mesafe katederler uçarak. İlkbaharda Göç eden diger birçok TÜR görmeme geldiği rotayı Takip ederek Tekrar eski yerlerine Geri dönerler. İspinozun dişisi Göç ettiği halde erkeği Göç etmez. Memleketimizde de leylekler, kırlangıçlar ve daha birçokları sonbahar geldiğinde binlerce kilometreyi aşarak Afrika’ya Göç ederler. Bir Yıl hafta önce kışladıkları yerlerine giderler. İlkbaharda imkb, kuzeye Göç ederek kuluçka yuvalarına dönerler. Ülkemiz, avrupa ve Afrika kıtaları arasında Göç eden Kuşlar Click Bir Köprü oluşturması ve 400’ü Aşkın Göçmen Türü barındırması bakımından Özel Bir konuma ve milletlerarası Önemi haizdir.

Kuşların ayaklarını halkalama metoduyla, radar veya uçaklarla Takip ederek, birçok Turun Göç yollarının haritaları çıkarıldı. Kuş göçleri Herkes tarafından görülmeye value Büyük Bir şovdur.

Göçmen kuşların cogu (özellikle Küçük ötücü Kuşlar) Göç Click tip kullanılmış enerjiyi Uzun yolculuğa çıkmadan once ne bulurlarsa yiyerek vücutlarında depoladıkları yağdan sağlarlar. Yağ onların adeta YAKIT tankıdır. Bazıları göçten beleş hafta önce ağırlıklarını Iki Katina çıkartırlar. Nijerya’da kışlayan ötleğenlerin ağırlığı, ekim-Şubat ayları arasında 10-13 gr Gelir. Avrupa’ya dönüşten hafta önce mart-nisan aylarında ve bilhassa mayıs Basında 20 gr’a ulaşır.

Yapılan hesaplamalarda, 8 gr YAGA sahipler Olan Bir bülbülün, 3000 km uçabilecek sorunu çözecek kadar yakıta sahipler oldugu anlaşılmıştır. Met yakıtla Büyük Sahrayı kolayca aşabilmektedir. Kırlangıçlar imkb durdurum Yağ depolamazlar. Yol boyunca rastladıkları böcekleri avlayarak tip kullanılmış Enerji ikmalini yaparlar.

Yırtıcı Kuşlar, leylekler TURNALAR ve pelikanlar görmeme iri yapılı Kuşlar, bedenlerinin büyüklüğü sebebiyle Yağ depolayamazlar. Onlar, Göç yolculuklarında, Güneşin, Toprak ve üstündeki hava katmanlarını ısıtması sonucu yükselen ve “termal” olarak adlandırılan hava kitlelerini kullanırlar. Genis kanatlarını kullanarak Bir termal yardımıyla Yükselir ve termalden termale süzülerek Yollarina Devam ederler. Met metodla az Enerji harcamış olurlar. Denizler uzerinde termallerin oluşmaması, Karalar uzerinden dolaşarak daha Uzun Göç yollarını Takip etmelerine Sebep Olur. Yolculuk ve mola esnasinda da avlanmalarına Devam ederler.

Göç sırasında Bir kısmı Gündüz, Bir kısmı imkb gece uçarlar. Bunun yanısıra yüzerek Göç edenler de vardir. Böceklerle beslenen Küçük Kuşlar ve ördeklerin cogu gece fault Alirıza. Arı kuşları, Kırlangıç ve Kırlangıç benzeri Kuşlar da gündüzleri uçarlar. Sığırcıklar 4000-5000 bireylik GRUPLAR halinde Göç ederler. Kartal ve Atmaca görmeme yırtıcılar, Yalniz ve topluluklar halinde Göçe katılırlar.

Gündüzleri birbirini Gören hayvanlar, geceleyin de seslerle birbirinden ayrılmazlar. Kırlangıçlar hayatlarını Sıcak bölgelerde geçirirler. Kuzey yarımkürede üredikten Hiçbiri kışlamak Click temmuz-Eylül arasında güney yarımküreye Göç ederler. Yurdumuzda yaşayan kırlangıçlar nisan ayında Geri dönerler iklimimize. Leylekler, ülkemize mart ayından îtibaren gelmeye başlarlar. Ağustos sonunda Büyük topluluklar halinde, Güney Afrika’ya Göç ederler. Deniz kırlangıçları, senede Iki defa Kuzey kutbunda yumurtladıktan Hiçbiri Kisi geçirmek icin güney kutbuna uçarlar. güney Uzun kanatlı yelkovan kuşları, yarımküreye Mahsus Göçmen kuşlardır. Üreme bölgeleri Olan Avustralya’nın güneyinden Göç ederek, Kuzey Pasifiğin kutup bölgesine gelirler. Gidiş-dönüşü 30.000 km’yi Bulan met Göçe 10 milyon civarında Kuş katılır. Tr Uzun Göç yolunu, deniz Kıyı kırlangıçı (Sterna paradisaea) kateder. Kuluçka Bölgesi Olan Kuzey Kanada kıyılarından sonbaharda Göçe başlar. Atlantik’i geçerek Batı Afrika kıyıları boyunca uçarak Kisi geçireceği bölgelerine inerler.

Kuşların Bir kısmı, niçin Olum pahasına Uzun göçlere girişirler? Niçin diger Kuşlar görmeme, Göçmen Kuşlar da yurtlarında kalıcı degildir? Bunları Göçe zorlayan nedir? Soğuktan kaçmak ve Besim bulmak icin mi? Bu, ancak birçok sebebin Bir kısmı sayılabilir. Çünkü birçoğu, yaratma hatası Besim ve elverişli iklim şartlarından Çok İyi daha Fazla Yolculuk yaparlar. Bazi türler de havaların soğuması ve Besim azlığının Baş göstermesinden hafta önce güneye inerler.

Onu Göçmen Kuş Türü Göç vaktinin geldiğini nasil anlar? Kuşlarda Göç isteğini uyandıran ve onlari direnmeksizin Yola çıkmaya zorlayan “Biyolojik saat İşlem” nasil Çalışır? Hareket saati ne Zaman Çalar? Gidecekleri Yeri nasil bilir ve vardıklarında nasil tanırlar? Yanılmadan yollarını nasil Bulur, hedeflerinin yönüne Doğru’nun nasil Uçar veya yüzerler?

Neden bazi grupların Sadece belli bireyleri Göçe katılır da diğerleri katılmaz? Üyeye met sorulara tatminkar teşekkür et bulmak oldukça güçtür. İlim adamları oğlu yıllarda göçlerle İlgili kıymetli bilgiler elde ettiler. Bununla beraber Halen ÇÖZÜM bekleyen sayısız bilmece mevcuttur. Ancak aşikare olarak görülen şudur ki; Göçmen Kuşlar yerleşik olanlardan Ayri Bir bünyeye sahiptir. Birçok Yön bulma kabiliyetleri Ile Birlikte doğarlar. İlkbahar ve sonbaharda günlerin uzayıp kısalmasıyla Is getting beter ışığına bağlı olarak Göçmen kuşların hipofiz ve epifiz bezlerinin hormon salgısı değişmeye başlar. Hormon uyarısıyla bünyelerinde, önüne geçilmez Bir Göç isteği belirir. Yapılan incelemeler netîcesinde, silah aydınlığı süresinin değişmesine bağlı olarak kuşların eşeylik organlarının (erbezi ve yumurtalıkların) büyüyüp küçüldüğü tesbit edilmistir.

</p><p>Tepeli güvercin

 

Tepeli Güvercin

W. Rowan Ayni türden Iki Kuş grubunu sert Kanada kışında Ayri kafeslere yerleştirerek farkli Işık periyotlarına Tabi tuttu. Met deneyle fotoperyodizmin (Işık sürelerinin) kuşlardaki etkisini gözledi. Normal Is getting beter ışığına maruz bırakılan Birinci grubun vücutlarında görünür Bir değişim olmadı. Işık periyodu arttırılan diger Kafes kuşlarının imkb eşeylilik organları ve kanatları ilkbahar mevsiminde oldugu Taksi büyüdü. Onun Iki grup da serbest bırakıldığında, Ikinci grubun hazırlıksız Bir Göç girişimine kalkıştığı tesbit Edildi.

Kuşların, göçü etkileyen fotoperyodizme paralel olarak vücutlarında Yağ birikiminden baska Yon bulma kabiliyetleri, yerin manyetik alanına, havanın barometrik basıncına, ve ultraviyole ışınlarına, frekansı Çok İyi düşük seslere ve kokuya Olan duyarlılıkları da onlari oğlu model cihazlarla donatılmış Bir pilottan Üstün Kilar kutuplanma. Vakti geldiğinde bünyelerinde Göç saati Çalar. modern kompütürlerden daha karmaşık Olan met VARLIKLAR îtirazsız Göç emrine Boyun eğerler tr Programlanmış. Eski yerlerine döndüklerinde, cogu Zaman ayrıldıkları ağaca, Hatta uçuşa kalktıkları Ayni dala konarlar.

Üyeye Göçmen türler, onu Yıl Ayni zamanda Göç etmezler. Bazan Hava Durumu sebebiyle hareketlerini değiştirebilirler. Fakat San Juan Capistrona kırlangıçları görmeme bazıları da onu Yıl Göçmen Bir biçimde Ayni Günler Içinde Göç yerlerine gidip gelirler. Umumi olarak gece uçarlar. Gündüz yiyecek bulmak icin avlanırlar.

Kuzey kutbundan Kalkan Bir kuşun, elinde Bir harita ve pusulası varmış görmeme yüzlerce mil ötede varması ve vakti gelince Tekrar Ayni noktaya dönüşünü İzah etmek oldukça güçtür hedefine. Hele, Yeni yumurtadan çıkan yavruların, uçmayı öğrendikten beleş Hiçbiri, hic bilmedikleri ana ocağına Tek Başına dönmeleri oğlu Dereceli, şaşırtıcı Bir olaydır. Bir tek rota uzerinden uçmaları ve kendilerinden Bir önceki Neslin yaşadıkları topraklara konmaları fevkalade Bir Yön bulma tekniğinin varlığını gösterir.

Uzun Zaman, Göçmen kuşların yollarını, coğrafi işaretlere Türkçesi buldukları zan ediliyordu. Gerçekten de Gündüz uçan birçokları deniz kıyılarından, Vadi yataklarından, dağ silsilelerinden ve kıyılardan giderler. Bunları fault bulma işareti olarak kullanırlar.

Ancak Kuşlar yollarını Yalniz met ucu coğrafi işaretlerle tayin etselerdi, gece fault alanlar hedeflerine varamazdı. Çok İyi bağdaştırıcı yerlerden salıverilenler de şaşkına dönerdi. Birkaç Yıl once Pasifikten geçen uçaklar icin tehlikeli olmaya başlayan albatrosların Bir kısmı, yakalanarak Filipinlere nakledildi. 4120 mil mesafeden Bir ay Geri döndüler Içinde. Diger Bir kısmı imkb, tam aksi istikamete Doğru götürüldü. Met Kuşlar da, Bir Gunde 317 mil uçarak Mesafe 10 Is getting beter Içinde hic bilmedikleri yollardan geçerek asil bölgelerine Geri geldiler.

Deme de en esrarlı mesele kuşların şaşırmadan, binlerce mil, hiçbir nirengi (işaret) noktası Yon alacak Yeri olmadan yönlerini nasil bulduğudur.

</p><p>Ak kuyruklu trogon

 

Ak kuyruklu trogon

Bunu nasil yapıyorlar? Eskiden ornitologlar (Kuş uzmanları) kuşların rüzgarlarla, Dünyanin manyetik alanıyla veya koriolis tesiriyle (Dünyanin ekseni etrafında dönmesinden Kuzey yarımkürede hava akımlarının destan, güneyde sola sapma göstermesi) yönlerini bulduklarını iddia ederlerdi. Yine eskiden Genç kuşların yaşlıları Takip ettiğini zannederlerdi. Ancak Frank Bellrose’nin yapmış oldugu araştırmaya Türkçesi, met fikirler geçersiz Kabil Edildi. Mesela, güneye Doğru Göç etmekte Olan mavi kanatlı teal kuşlarından Bir Grubu yakalanarak işaretlendi. Yetişkinleri beleş salıverildi. Gençler, yaşlılar güneye iyice yaklaştıktan Hiçbiri bırakıldı. Güneye ve Göç edilecek sahaya daha once hic uçmamış Genç Kuşlar, Ayni yollardan geçerek Ayni makyajını vardılar. Gittikleri istikametten o sorunu çözecek kadar emindiler ki, Genc olduklarından yaşlılardan daha HIZLI gittiler. Met Kuşlar, Yaşlı kuşları degil, bünyelerinde Doğuştan Harbor Olan Yön bulma sistemini Takip ettiler.

Baska Bir deneyde Bir grup Dalgıç Kuşu İngiltere’deki Stokholm Adasından alınarak Venedik’ten salıverildi. Met Kuşlar karalardan geçmeyi sevmedikleri halde Alp Dağlarını aşarak Fransa uzerinden İngiltere’deki yuvalarına vardılar. Yapılan met ucu araştırmalar Göçmen kuşların yollarını tayin ederken Biyolojik pusulalarına Destek olarak yeryüzü şekillerinden ve güneşten de istifade ettiklerini ortaya koydu.

Oğlu senelerde Almanya’da yapılan araştırmalar, Göçmen kuşların daha yumurtadan çıkar çıkmaz, ne Zaman, nasil ve Hangi fault uzerinden Göç edeceklerini, terminaline nasıl gidebilirim durup dinleneceklerini ve nereye ineceklerini durdurum bildiklerini ortaya çıkardı. Araştırma ekibinden Peter Borthold Almanya’dan Ekvator Afrikası’na Göç “kara başlı Çalı bülbülleri” Ile yaptığı araştırmalar sırasında, Iki Ayri soya mensup Çalı bülbülünden meydana Gelen yavruların, Göç yollarının ne analarının ne de babalarınınkine benzediğini, ikisinin arasında Bir baska Göç yolu bulduklarını eden belirledi.

Mesela, annenin Göç yolu İSPANYA-Cebelitarık uzerinden Fas, babanınki Yugoslavya-Türkiye uzerinden Mısır imkb, bunlardan meydana Gelen yavruların Tunus uzerinden geçen ortalama yolu Tercih ettikleri tesbit Edildi. Böylece met davranışların, kuşların Genetik yapısına daha durdurum “yazılmış” ve irsî oldugu ortaya kondu.

Üyeye bunlara ragmen kuşların cogu Zaman Göç yollarını değiştirdikleri ve bunda Genetik unsurların yanısıra bazi Çevre faktörlerinin de etkili oldugu bilinmektedir. Mesela, kuşların yemesi icin pencerelerde kırıntıların bulundurulmasının adet oldugu Büyük Britanya, Almanya’dan Sıcak bölgelere Göç eden kuşları çekebilmektedir.

Çeşitli deneyler Genç kuşların içgüdüsel Bir Yön duyusuna sahib olduklarını ve bir melek uyduklarını, Yaşlı ve tecrübelilerin imkb harikulade Bir pusulaya ve yerlerinden uzaklaştırıldıklarında Dahi rota değiştirip Doğru yolu bulabilme kabiliyetlerine sahib oldugunu göstermektedir.

Sonbaharda güneye göçeden Bir Kuş yakalanarak Bir kafese konursa, ilginc Bir olay gözlenir. Kafes ne tarafa çevrilirse çevrilsin, Kuş verirler Göç istikameti Olan güneye döner.

Alman Kuş bilgini Gustow Kramer yapmış oldugu Gözlem ve deneyleriyle kuşların yönlerini güneşe Türkçesi kestirdiklerini first bulanlardandır. Ekim aylarında yakaladığı avrupa sığırcıklarını Altı şeffaf Olan Yuvarlak Boş kafeslere koydu. Kafesin şeffaf kısmında davranışlarını gözledi. Bunların kafeslerinde Rahat durmadıklarını, durunca safra kafesin Bir köşesinde güney istikametine devamlı döndüklerini gördü. Güney met kuşların normal Göç istikametiydi. Kafes döndürülünce Kuşlar da bir melek uyarak Tekrar dönüyorlardı. İlkbahar aylarında kuşlarda Yine Göç huzursuzluğu başlıyordu. Met sefer tam aksi istikamete de, Yani kuzeye dönüyorlardı.Güneş ışığından baska Bir sey görmeyen sığırcıklar, hep Doğru istikamete dönüyorlardı. Kramer kafese Gelen Güneş ışığının istikametini değiştirmeye karar verdi. Döner aynalar kullanarak ışığın kafese giris istikametini 90 Dereceli değiştirdi. Kuşlar da bir melek bağlı olarak yönlerini 90 Dereceli değiştirdiler. Demek ki, güneşe Türkçesi, yönlerini ayarlıyorlardı …

Kuşların cogu Gündüz güneşe Türkçesi Hareket ederler. Ancak Kuş da gece Göç edermisin birçok. Yapılan araştırmalar kuşların Gündüz güneşe, geceleyin imkb ay ve yıldızlara Türkçesi uçuş istikametlerini bulabildiklerini TYDTA Etti.

Ardıç kuşları gökyüzünü göremeyecekleri Yuvarlak Bir kafese konulduklarında Göç huzursuzluğuyla mevsimlik Göç istikametlerine döndükleri tesbit Edildi. İyi AMA bunlar Güneşi’nin, Ayi ve Yıldızları göremedikleri halde yönlerini nasil buluyorlardı?

Araştırmalar birçok hayvanın vücutlarında Biyolojik pusulalara sahipler olduklarını ortaya çıkarmaktadır.

Amerikalı araştırıcılardan Walcott ve Koetor tür olarak bazi deneyler yaptılar ve güvercinlere Küçük mıknatıslar takınca kuşların yönlerini tamamen şaşırdığını gördüler. Araştırmalar netîcesinde Göçmen kuşların Boyun kısımlarında ferromanyetik taneciklerin Bulunduğu ve arzın manyetik alanına Türkçesi hassasiyet gösterdikleri keşfedildi. Şimdiye sorunu çözecek kadar tetkik edilebilen Göçmen kuşların kafa yapısında yararlanılır taneciklerin demir açısından Zengin Bir mineral Olan manyetit (Fe3O4) oldugu anlaşıldı.

Met tabiî pusulalarından Göç esnasinda Azami istifade ederler derecede. Dünyanin manyetik alanının Kuvvet çizgilerine Türkçesi Kendi durumlarını tesbit ederek Doğru yönü bulurlar. Kafalarının içindeki met pusulaları sayesinde Kapalı havalarda da yollarını bulurlar. Bulutlu Bir Gunde safra yönlerini şaşırmazlar. Fakat başlarına kuvvetli Bir MIKNATIS bağlanınca bulutlu Gunde güvercinler yollarını tamamen kaybederler. Çünkü takılan mıknatısın olusturdugu sun’î alan, tabiî manyetik Alanı değiştirir. Onlara evlerini bulduracak hiçbir ipucu bırakmaz.

Güvercinlerin Boyun kısmında pusula vazifesi Gören manyetit Adlı maden zerreciklerinin keşfinden Hiçbiri, kuşların yönlerini koku alarak da bulabildikleri ortaya çıkarılmıştır.

Posta güvercinleri Doğru rota bulmaya Yarayan “Bir koku alma organına” sahiptirler; koku alma organlarını yuvalarına dönüşte kullanmakta ve her tarafa dağılmış zerreler halindeki atmosferde maddecikler, güvercinlerin “koku alma koordinat şebekesinin” muhtemelen temelini teşkil etmektedir. Max Planck Enstitüsünün Seewiesen’deki Davranış Psikolojisi bilginleri bunu boyle Tahmin etmektedir.

Koku alma duyusu 700 km’ye kadar karanlık Olan mesafelerde Yön bulma Click vazgeçilmez Bir vasıtadır Asgari’nin. Kuşlar herhalde havadaki zerrecikleri algılamakta, bunlar yardımıyla Yabancı bölgelerde “mevki tayini” yapmaktadırlar. Bunun icin Hangi maddelerin sözkonusu oldugu met ana sorunu çözecek kadar tesbit edilememiştir.

Daha 30 sene once, posta güvercinlerinin de diger Göçmen Kuşlar görmeme Güneşi’nin “pusula” olarak kullanabildikleri ispatlanmıştı. Daha Hiçbiri yerin manyetik alanının da Ayni sekilde kendilerine Yön belirleyici olarak hizmet ettiği tesbit edilmişti. Bununla beraber koku alma koordinat şebekesinin varlığı anlaşılmadan hafta önce, posta güvercinlerinin yüzlerce kilometre uzaklıktaki yuvalarını nasil bulabildikleri ikna edici Bir sekilde İzah edilememekteydi.

Pusula kullanmak isteyenin haritaya da ihtiyaç duyacağı ILIM adamlarının tebliğinde yer almaktadır. Met “harita” nin güvercinlerin koku alma düzenlenmiştir Pizalı araştırıcılar DİKKAT çekmişlerdi Ile bağlantılı olmasi gerektiğine. Çünkü, koku alma duyuları ortadan kaldırılmış güvercinler yuvalarını artik bulamamaktaydı. Kuşlar Çok İyi alamiyorum hava tahmincileridir. Havadaki Çok İyi Hafif barometrik olusan değişimini Fark edebilirler. Fırtına çıkacağını durdurum keşfederler. Keskin Bir görme gücüne sahiptirler. Deneyler güvercinlerin polorize ve ultraviyole ışınları da gördüklerini ortaya çıkardı. Met ışıklardan denizlerden uçarken faydalanırlar. Ayrıca, frekansı düşük Çok İyi Uzun dalga alt sesleri de duyarlar. İnsan kulağı saniyede 10-20 titreşimin altındaki sesleri duyamaz. Kuşlar imkb Çok İyi daha düşük sesleri işitebilirler. Bunun sayesinde Göç eden Bir Kuş kendisinden Çok İyi uzakta patlayan Bir fırtınayı veya 1000 km uzaktaki gök gürültüsünü işitebilmektedir. Binlerce kilometre ötedeki Jeoloji basıncı değişikliklerinin meydana getirdiği Çok İyi düşük frekanslı elektromanyetik dalgaları Fark edebilmektedir. Kuşlar insanlardan daha genis Çok İyi Bir dünyayı Görür, Duyar ve hissederler.

Milyonlarca Göçmen kuşun Uzun edilmiştir Mesafeler katederek yaptığı Yolculuk insanlar icin hayati value taşır. Kuşlar zararlı böceklerin Baş düşmanıdır. Göç etmeselerdi ve Yilin dörtte üçünü okur geçirmeselerdi Kuzey Karaların çoğunun Bulunduğu bölgelerine, haşereler buralarda Muazzam Bir bitki katliamı yapardı. Baharda Milyonlarca Böcek, Bitkiler uzerine Yumurta bırakır. Bunlardan çıkan tırtıllar, Kuşlar tarafından yenilerek Kontrol Altında tutulur. Çeşitli kurt, Böcek ve Çekirge yumurtalarını yiyerek mutlak Bir kıtlığın önüne geçerler.

Manyetik Alanı hissedebilen hayvanların listesi günden Güne artmaktadır. Manyetik bakteriler, Arılar, güvercinlerden Hiçbiri tr Çok İyi incelenen canlılardır. Manyetit, arıların karınlarının Ön kısmında yer alan Denge organının yakınında elde edilebilir. Ayni maddenin varlığı yunusların kafasında da keşfedildi. Araştırmalar, köpekbalıklarının da Dünyanin manyetik alanındaki değişimleri hissedebildiğini ortaya çıkardı.

Kuşların yapısı

Kuşların masur yapısı yürüme ve uçma hareketlerini rahatça yapmaya Uygun Bir sekilde oluşmuştur. Yürürken ve dururken gövdenin ağırlık Merkezi ayakların uzerine duser. Met sırada kanatlar katlanmış durumda gövdenin Iki Yanina yapışık olarak Durur. Kuşların iskeleti incelendiğinde kemiklerin ince, içlerinin Boş ve birçok yerinde belirli delikler Bulunduğu görülür.

Akciğerlerden itibaren Muhtelif yerlerde yararlanılır hava keseleri kemiklerle irtibatlıdır. İskeletin hafifliği, akciğer ve kemiklerle bağlantılı hava keseleri kuşların uçmalarını kolaylaştırır.

 

 

Kuşlarda kafatası Beyin ve soğancığın muhafaza edildiği, kubbemsi ve alamiyorum kaynaşmış kemiklerden, dikine Bir Kemik plakası Ile ayrılmış Büyük Göz çukurlarından Kemik veya kıkırdak plakalarla ayrılmış burun deliklerinden itibaren boynuzumsu Bir maddeden ibaret Üst gaga Ile Yine ucu boynuzumsu maddeden yapılı alt gagayı Göz çukurları altına bağlayan alt Eosen kemiklerinden oluşur. Gaga kafatası ve altçene Ile bağlantılı halindedir, eklemli ve oynaktır.

 

Kuşların omurgası, genellikle Uzun Olan ve 9 Ile 23 omurdan oluşan hareketli Bir Boyun kısmı, 5-10 omurdan oluşan ve değişmez Olan Göğüs kısmı, Yine 16-20 omurdan oluşan ve değişmez Olan Sırt kısmı Ile 4-6 kisa omurdan oluşan, kütlenmiş ve az Oynak Olan Kuyruk kısmından ibarettir. Göğüste birbirine ve Göğüs omurlarına bağlı 5-10 Kaburga kemiği vardir. Göğüs kemiği, iri, genis ve yassıdır. Yalniz göğsü degil karin kısmını da Kaplar. Göğüs omurlarından Hiçbiri Gelen Sırt ve bel omurları Legen kemiği Ile kaynaşmıştır.

 

Kuşlarda Ön ekstremiteler kanat şeklini almıştır. Kanatlar kuvvetli kaslarla Göğüs kemiğine bağlanmıştır. Kanadı omurgaya ve göğüse bağlayan kemiklerden Kürek kemikleri Sırt tarafına Doğru’nun uzamışken kargacık kemikleri Göğüs Ile kaynaşmış, köprücük kemikleri imkb uçta birleşerek Lades kemiğini oluşturmuşlardır.

 

Kanatlar, kisa Bir pazu kemiği ve Uzun Ön kol kemikleri Ile körelmiş el kemiklerinden ibarettir. El, birbirine kaynaşmış Uzunca Bir ardı et el Parçası, başparmak, Orta Büyük parmak ve bir melek bitişik Küçük parmak Olmak uzere 3 parmaktan oluşmuştur. Duruş ve yürüyüş halinde kolun Üst kısmı Geriye, alt kısmı tek ve el kısmı Geriye Kivrik Bir sekilde Durur.

Ayaklar, Sirt omurlarıyla birleşmiş ve bütünleşmiş Legen kemiğine bağlıdır. Kısa ve kuvvetli Olan uyluk kemiği bir Doğru’nun yatık gövdenin yan etleri Içinde gizlenmiştir. Met nedenle Düz eklemi dışarıdan görülmez. Arkaya Doğru eğik duran baldır kemiği oldukça Uzun ve iridir. Kaval kemikleri kaynaşmıştır. Bilek ve Ayak kemikleri kaynaşarak Boru şeklinde parmaklara eklenmiştir. Beşinci parmak kaybolmuştur. Parmak Sayısı masur olarak 3-4,

deve kuşlarında 2’dir. Arkaya Donuk Birinci parmak 2, buz Bakan Ikinci parmak 3, ortadaki üçüncü parmak 4, dıştaki Dördüncü parmak imkb 5 eklemlidir. Tr UÇ eklemde tırnak oluşmuştur. Parmak Sayısı ve eklemlerde türlere Türkçesi Çok İyi değişikliklere rastlanır. (Şekil 1).

 

 

İskelet kaslarla çevrilidir. Kanatlar Çok İyi kuvvetli kaslarla Göğüs kemiğine bağlıdır. Ayak kasları da oldukça güçlüdür.

İç Organlar

İç Organlar: 1.Hava Delikleri 2.Göğüs hava torbacıkları

3Yemek borusu 4.Kursak (Taşlık) 5.Bezli

 

Mide 6.Yürek

 

7.Çiğneme midesi 8.Ciğer 9.Bağırsak 10.Karın hava torbacıkları 11.Akciğer 12.Yumurtalık 13.

Böbrek 14.Yumurta Kanalı 15.Dışkılık (anüs) 16.Sidik Kanalı 17.Kör bağırsak

 

 

Beyin kafatası boşluğunu doldurur. Omurilik omurga kanalının oğlu ucuna sorunu çözecek kadar uzanır. Omurilikten ayrılan Sinir system üyeye organlara ve kaslara sorunu çözecek kadar dağılır.

 

Kuşların

Kalpleri 4 gözlüdür. Sağ ve sol kulakçıkla karıncıklardan oluşur. Kalp atışları memelilerden daha hızlıdır.

 

 

Solunum organları akciğerler küçüktür. Memelilerde oldugu görmeme serbest Bir halde Göğüs boşluğunda Durmazlar. Tersine cell dokuları Ile gövde boşluğunun duvarlarına yapışık ve omurganın yanlarında, kaburganın ara boşluklarına gömülmüş Bir halde bulunurlar. Kısa Olan bronşları birçok kollara ayrılır. Met kollardan yer yer Birbirleriyle birleşen borular çıkar ve bunlar kılcal kan damarlariyle ic ice örgülenirler. Akciğerin bronşiyal borularından birçok hava kesesi çıkmaktadır. Bunlar belirli bölgelere, Boyun, Göğüs ve karin kısımlarına uzanır. Hatta Legen kemiği boşluklarına sorunu çözecek kadar sokulurlar. Met hava keseleri hava deposu işini görürler.

 

Gövde, kanat ve Ayak hareketlerinde sıkışır ve açılırlar, met suretle ciğerlerde hava vantilasyonunu sağlarlar. Kuşlarda diyafram olmayışı, Göğüs kafesi yapısı ve akciğerlerin yerleşimi dolayısıyla Solunum işlemi de memelilerden farklıdır. Uçuşta kanat çırpma sırasında ciğerlere ve hava keselerine yapılan basınçla ciğerlerin körüklenmesi sağlanır ve Solunum meydana Gelir. Uçmayan Evcil Kümes hayvanlarının Zaman Zaman kanat çırpmaları, uçamayan devekuşlarının yürürken ve koşarken Küçük kanatlarını sürekli sallamaları solunumu sağlayan ihtiyacından doğar. Solunumda yararlı Olan hava keseleri Ayni zamanda Vücut sıcaklığının korunmasını da sağlarlar.

 

Kuşlarda böbrekler iri ve Uzunca, Sirt kemiğinin ic çukuruna gömülmüş Bir durumdadır. Böbrekten çıkan idrar kanalları bağırsağın Arka tarafına uzanır ve eşey deliğinin Üst kısmına açılır. Sidik salgısı kuşlarda Sulu degildir. Beyaz, yoğun ve Çabuk katılaşan Bir maddeden ibarettir.

 

Kuşlarda Hastayım system de değişiklik gösterir. Kuşlarda ağız kısmında DIŞ bulunmaz. Gaga kenarlarındaki testeremsi çıkıntılar ve diger oluşumlar beslenmeleri Ile ilgilidir. Gagalar da Beslenme şekline Türkçesi değişiklik gösterir. Ağız Içinde boynuzumsu Bir Madde Ile KAPLI ve hareketli Olan dil, besinleri almaya ve Yemek borusuna göndermeye Yarar. Yemek borusu Boyun uzunluğuna şekil Alirıza Türkçesi. Bazi tanelerle beslenen kuşlarda ve yırtıcılarda Yemek borusu genişleyerek kursak oluşmuştur. Alınan besinler kursakta yumuşatılır.

PelikanLarda Yemek borusu gırtlakta genişleyerek kese halini almıştır ve tükürük bezleri Ile diger salgılar met keseye boşalır. Üyeye kuşlarda Yemek borusu alt kısımda genişler ve oval Bir şekil alarak Ön mideyi oluşturur. Ön mideye birçok salgı bezi bağlıdır. Ön mideden Hiçbiri Güçlü kaslardan oluşan ve ic kısmı sertleşmiş, boynuzumsu Bir Madde Ile KAPLI Katı veya konsa denilen kaslı mide Gelir. Kaslı miğde alınan besinlere Türkçesi değişiklik gösterir. Yırtıcı kuşlarda met mide zayıf kaslıdır. Taner Yiyen kuşlarda imkb sert kaslı ve ici karşılıklı sert Iki plakadan oluşur. Kursak ve Ön miğdeden geçerken yumuşayan besinler okur miğde hareketleriyle mihaniki olarak parçalanır ve öğütülürler. Ince bağırsak uzundur. Baş tarafına pankreas ve Od salgısı ulaşır. Kısa Olan Kalın bağırsağın sonunda Uzunca Iki Kör bağırsak elde edilebilir.

Kalın bağırsak anüse açılır.

 

 

 

</p><p>Göçmen kuşlar

 

Göçmen Kuşlar

Kuşlar

Yumurtalayarak ürediklerinden üreme organları da değişiklik göstermekte ve sürüngenlerin üreme organlarına benzemektedir. Erkeklerde böbreklerin Ön yan tarafına ikişer tane Yumurta biçiminde elde edilebilir. Çiftleşme zamani met testisler şişer, genellikle soldaki daha Büyük Olur. Az gelişmiş Olan ve böbreğin Bir kısmından oluşan yan testisler sidik kanalının Dış yanından aşağıya Doğru’nun asimtotik ve uçları sperın baloncukları Ile şişen sperma kanallarıyla Birlikte anüsün ic tarafındaki Iki çıkıntıya ulaşır. Kuşların çoğunda çiftleşme düzenlenmiştir YOKTUR. Yalniz ördekgiller familyasında anüsün Karina Bakan ic duvarından çıkan Iki kabarcık Ile payandalanmış ucu Dışarı çıkabilen Bir penis elde edilebilir. Penis üzerindeki Oluk, sperma kanatlarının ucu Olan kabarcıklardan çıkan spermayı dişiye iletmeye Yarar.

Leylek ve balıkçıllarda imkb penis körelmiş, anüsün ic duvarında Bir burçunun şeklini almıştır.

 

 

Dişilerde üreme düzenlenmiştir Yumurtalık ve Yumurta kanalından ibarettir. Sağ Yumurtalık ve Yumurta Kanalı körelmiş veya tamamen ortadan kalkmıştır. Çiftleşme ve yumurtlama zamani sol tarafta yararlanılır üzüm salkımı şeklindeki Yumurtalık ve dolambaçlı dol Kanalı olağan ÜSTÜ büyür. Dol Kanalı uzerinde yararlanılır uzunluğuna katlanmış derideki sümüğümsü bezler Yumurta Akı maddesini ve Arka taraftaki bezlerde iplikli Yumurta derisini oluştururlar. Dol yolunun sonunda kisa ve genis Kısım dol yatağı adını Alirıza. Okur çeşitli renklerde ve poröz Olan Yumurta kabuğu oluşur. Kısa ve dar Olan UÇ kısmı sidik borusunda oldugu görmeme Dış yandan kloaka açılır. Onun dişinin eşey organında eşey organını karşılayan ve Ayni bölgede anüsün ic duvarında yer alan Bir klitoris (bızır) elde edilebilir Erkek.

Duyu Organları

Kuşlarda duyu organları arasında görme düzenlenmiştir Göz tr Çok İyi gelişme gösteren organdır. Kuşların Büyük Bir bölümünde Gözler kafanın Iki yanında yer Alirıza. Sadece

gece yırtıcılarında Gözler kafanın Ön tarafındadır. Kuşlarda gözlerin Çok İyi az hareketli olmasına karşın Baş ve Boyun Büyük Hareket kabiliyetine sahiptir. Kuşlarda Göz kapakları Çok İyi hareketlidir. Göz kapaklarından Ayri olarak gözü örtebilen hareketli ve saydam Bir zar (nictitans) elde edilebilir. Üyeye kuşlarda daralıp genişleyebilen Göz bebekleri yuvarlaktır. Retina tabakası Ön kısma nazaran daha geniştir. Gözü çevreleyen Katı tabakanın Içinde ve kornea kenarlarının arkasında Kemik tabakacıklarından oluşan Bir Halka vardir. Kornea tabakası üyeye kuşlarda kuvvetli Bir sekilde kubbeleşmiştir. Retina tabakasının büyüklük ve gelişmişliğine paralel olarak keskin ve net görebilme Çok İyi gelişmiştir. Durdukları Yerde Bir dairenin 300 ° ‘lik sahasını görebilirler.

 

 

İşitme düzenlenmiştir Olan kulak, gözlerin beleş arkasında, havza Iki yanında yer Alirıza. Kuşlarda da kulak, IC, Orta ve Dış kulak Olmak uzere Üç kısımdan ibarettir. Fakat Dış kulak PEK dikkati çekmez. Genellikle dıştan Bir tutam kalem tüyü Ile çevrili ve örtülüdür. Bazi kuşlarda kulağı çevreleyip örten kalem tüylerinin rengi değişiktir.

 

Koku alma düzenlenmiştir burun, Üst gaganın dip kısmında yer Alirıza. Çoğunlukla tam olmayan Bir ara perde Ile ayrılmış burun boşluğunda koku alma görevini taşıyan

Midye şeklinde Bir Çift Oluşum vardir. Onun Iki burun Deliği Üst gaga dibine Yakın Bir Yerde elde edilebilir. Bazi kuşlarda burun delikleri sert kıllarla örtülüdür (

Kuzgun). Bazılarında imkb (

 

Fırtına kuşlarında) Boru şeklinde uzamış ve Birbirleriyle birleşmiştir.

 

 

Tat alma Örgütü, dil ve gaganın ic kısmıdır. tad Yumuşak Olan dil Dibi Ile damakta yer alan tomurcuklar vasıtasıyla alma olayı gerçekleşir.

 

Gaga ve dil, dokunun düzenlenmiştir vazifesini de görmektedir.

 

Çulluklar, ördekler ve genellikle diger su kuşlarında Yumuşak gaga derisi uzerinde yer alan cisimcikler gaganın Dokunma düzenlenmiştir olarak İş görmesini sağlar. Ayrıca böcekler Beslen diger bazi kuşlarda (

ağaçkağanlar) oldukça Uzun Olan dilleri de Dokunma düzenlenmiştir vazifesini Görür.

Tuy Yapısı

Kuş tüyleri karmaşık Bir yapıdadır. Keratinleşmiş Deri hücrelerinden oluşur. Kanat ve kuyrukta yer alan Büyük tüyler (telekler) uçmaya Yarar. Vücudu, Bir Kiremit ortusu görmeme kaplayan Dış tüyler ıslanmaktan Korur, alttaki ince ve Yumuşak tüyler imkb Vücut ısısının kaybını önler.

 

Bir Kuş tüyü, Tuy ekseni Tuy bayrağından oluşur ve. Tuy ekseni İçi Boş ve Yuvarlak Oyan Tuy koku Ile İçi ilik İstek desteklenmiyor Dört Köşeli Tuy gövdesinden ibarettir. Tuy bayrağı imkb gövdeden çıkan dallardan, met dallardan çıkan yan dallardan ve bunların üzerindeki ucu Çengel görmeme Küçük dalcıklardan oluşur. Met Çengelli dalcıklar, uzerinde Çengelli dalcık bulunmayan yan dalları kavrayarak tüylerin dik durmasını sağlar

 

Tüyler Eksen ve bayrak kısımlarına Türkçesi Üç gruba ayrılır:

Telekler

Büyük ve Uzun tüylerdir. Yan dalcıkları çengellidir ve met tüyler dik dururlar. Telekler Kuş vücudunun belli bölgelerinden çıkarlar. Met bölgelerin dışında Kalan kısımlar ya tüyleri Ile örtülüdür Çıplak veya hav tamamen. Telekler de; uçma telekleri, Kuyruk telekleri ve örtü telekleri Olmak Üç çeşittir uzere. Telekler çeşitli renklerde olabilirler.

Uçma Telekleri: Kanat şekline dönüşen Ön ekstremitenin el ve alt kol kısmında elde edilebilir. Genellikle 10 tane el uçma teleği (Esas uçma tüyü) kanat ucundan Bilek eklemine sorunu çözecek kadar sıralanır. Küçük Olan alt kol uçma telekleri (Ikinci Dereceli uçma tüyleri) Bilek ekseninden dirseğe sorunu çözecek kadar sıralanır ve sayıları değişiktir Daha. Tüylerin uzunluklarına ve bayrak şekillerine Türkçesi kanatlar sivri veya kut Bir görünüm alırlar.

Kuyruk Telekleri: Kuyruktaki Büyük tüylerdir. Uçarken Dümen görevini yaparlar. Sayıları genellikle 12’dir. Bazi türlerde 10, bazılarında 20’ye kadar karanlık, Hatta bazılarında daha Fazla da olabilir. Kuyruk telekleri oğlu Kuyruk omuruna bağlanmıştır. Buradaki kasların hareketiyle yelpaze görmeme açılabilir, Aşağı ve Yukarı Hareket edebilir. Çok İyi değişik şekillerde Olan Kuyruk tüyleri bazi türlerde körelmiştir. (Yumurta PICI) Kuyruk teleklerinin uzunluk ve yapılarına Türkçesi basamaklı, kama şekilli Yuvarlak, Dört Köşe, girintili ve çatallı Kuyruk şekillerine rastlanır.

Örtü Telekleri: Uçma tüylerinin ve kuyruğun dibinde Kiremit görmeme dizilmiş kisa tüylerdir. Kanatların Üst ve alt taraflarında birkaç Şıra örtü tüyü elde edilebilir. Üsttekilere kanat ÜSTÜ örtü tüyler, alttakilere kanat Altı örtü tüyleri denir. Uçma teleklerine tr Yakın Olan örtü tüyleri en büyükleridir, bunlar da el ve kol örtü tüyleri adını alırlar. Vücudun diger bölümleri de çeşitli büyüklükteki örtü tüyleri Ile kaplıdır. Kuyruk Şekilleri: 1.düz 2.Yuvarlak 3.Kama Kuyruk 4.basamaklı 5.Girintili 6.Çatal

Hav Tüyleri

Yan dalları uzerinde Kanca görmeme çıkıntıları bulunmadığı Click met tüyler dik Durmazlar, Yumuşak ve gevşek Bir haldedirler. Met tüylerin gövde kısmı da genellikle ince ve zayıftır. Sürekli, Tuy gövdesi körelmiş OLUP Tuy dallarının hepsi Tuy kökünden birbirine Çok İyi Yakın olarak çıkarlar. Hav tüyleri teleklerinin Altında yer Alirıza ve kuşun Vücut ısısını korumaya yararlar. Renkleri genellikle beyaz veya gridir.

Kil Tüyleri

Eksenleri Uzun ve incedir. Bayrak kısımları körelmiştir. Telek tüyleri arasında dağınık olarak elde edilebilir. Gaga dibinde yer alanlar sürekli, Kalın ve sert Sakal veya Bıyık kılları haline dönüşürler.

Tuy Değişimi

Memelilerde ve kuşlarda deriden oluşan kıllar, tüyler, tırnaklar, dis etkilerle devamlı yıprandıklarından zamanla bunların Yerine yenileri oluşur. Met yenileme isi sürekli, Yavaş Yavaş (memelilerde Deri, tırnak, kuşlarda peni ve gaga) sürekli, de belli zamanlarda ve oldukça HIZLI Bir sekilde oluşur (Kil ve Tuy değiştirme). Ekseri Kuşlar üyeye tüylerini senede Bir defa, bazıları Iki defa değiştirirler. Bazi Kuşlar Küçük örtü tüylerini senede Iki defa, kanat ve Kuyruk teleklerini imkb Bir defa değiştirirler. Tuy değiştirme Yavaş olduğundan, genellikle 1-3 ay sürdüğünden Kuşlar tamamen Çıplak kalmaz ve uçma yeteneklerini kaybetmezler. (Yırtıcı Kuşlar, Güvercinler, tavukgiller,

Martılar, ötücüler). Fakat kaz, ördek, Kuğu, turna ve bazi bataklık kuşları uçma teleklerini Birden döktüklerinden birkaç Hafta uçamazlar. dışında değişik şekillerde Tuy değiştiren türler de vardir durumlar Ayşe. Bazılarında Erkek ve Disi değişik zamanlarda Tuy değiştirir.

 

 

Tuy değişimi derideki Tuy yuvasında Yeni tüyün büyümesi ve ustteki yıpranmış tüyün atılmasıyla oluşur. Met Tuy yenilemede color değişikliklerine de rastlanır. Yılda Iki kez Tuy değiştiren kuşlarda genellikle yaz ve kış renklerinde farklılıklar görülür.

 

Kuşlarda Arka ekskremiteler yürüme bacaklarıdır. Bacağın Üst kısmında yer alan uyluk kemiği ve diz eklemi bacak kasları ve karin tüyleri tarafından örtüldüğünden dışarıdan görülmez.

Ayak Yapıları

Alt bacakta kaval kemiği Kamış kemiği Ile birleşerek ama kemiğini oluşturmuştur. Ama kemiğinden Hiçbiri Bilek ve tarak kemiklerinin birleşmesinden oluşan oldukça Uzun Ayak kemiği Gelir. Met kemiğin alt ucundaki çıkıntılara Ikinci, üçüncü ve Dördüncü parmaklar bağlanır. Birinci (Arka) parmağı Olan kuşlarda met parmak Ayak kemiğinin ic kenarındaki çıkıntıya bağlanır. Beşinci parmak YOKTUR. Parmak Sayısı genellikle 3-4’tür. Birinci parmak 2, Ikinci parmak 3, üçüncü parmak 4 ve dödüncü parmak 5 parçalıdır. Parmaklar bazi türlerde bir ve arkaya dönebilir. Ayaklar keratin pullarla kaplıdır. Met pullar da Çok İyi değişik şekillerde Olur. Bazi türlerde Ayaklar ve sürekli, parmaklar da tüylerle kaplıdır.

Kuşlarda Ayaklar, Yaşam ve Hareket tarzlarına Türkçesi Çok İyi değişik Yapılar gösterir.

Yürüme Bacakları

Met Ayak tipinde, ama Ayak eklemine sorunu çözecek kadar tüylüdür. Bunların da değişik Tipleri şunlardır:

; Koşucu Ayaklar: Ayşe tipte Birinci (Arka) parmak bulunmaz.

; Adımlayıcı Ayaklar: Parmakların, üçü bir sesini duymak arkaya dönüktür. Orta ve Dış parmaklar ortaya sorunu çözecek kadar birbirine birleşmiştir.

; Sıçrayıcı Ayaklar: Üç parmak bir sesini duymak arkaya dönüktür. Orta ve Dış parmaklar Yalniz diplerinde birleşmiştir.

; Eşinici Ayaklar: Parmaklardan üçü bir sesini duymak arkaya dönüktür. Öteki parmaklardan Uzun Olan ardı et parmak eşinmeye uygundur.

; Yakalayıcı Ayaklar: Tırnakları sivri ve Kivrik OLUP Birinci ve Ikinci parmak ve tırnakları diğerlerinden uzundur.

; Tırmanıcı Ayaklar: Parmakların ikisi bir, ikisi arkaya dönüktür.

; Tutunucu Ayaklar: Dört parmak da bir dönüktür.

; Döner Parmaklı Ayaklar: Bir Donuk Üç parmaktan dıştaki istenilince arkaya döndürülebilir.

; Yarık Ayaklar: Bir Donuk Üç parmak diplerine sorunu çözecek kadar serbesttir.

Batalık ve Su Icinde Yürümeye Yarayan Bacaklar

Met tipte ama kemiği tamamen veya kısmen tüysüzdür. Üç değişik Ayak tipi vardir:

; Tek Bağlı Ayaklar: Orta ve Dış parmaklar Bir deriyle birbirine bağlıdır.

; Çift Bağlı Ayaklar: Öndeki parmaklar dip kısımlarında kisa Bir deriyle birleşmiştir.

; Boğumlu Ayaklar: Parmakların etrafındaki Deri boğumludur.

Gaga yapıları

Keratinden oluşan gaga Üst ve alt gaga Olmak uzere Iki kısımdır. Üst gaga, Üst Eosen ve burun kemiklerinin, alt gaga imkb alt Eosen kemiklerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Üst gaga burundan itibaren Devam eden Sırt kısmı, genellikle az veya Çok İyi eğik Olan gaga ucu ve keskin gaga kenarlarından oluşur. Gaga kenarlarında çoğunlukla DIŞ şeklinde çıkıntılar veya Testere görmeme tırtıklar elde edilebilir. Alt gaga onu Iki alt Eosen kemiği uçlarının birleştiği gaga ucu Ile Eosen kemikleri arasını örten, bazi türlerde Yumuşak Bir deriden oluşan gaga altından oluşur imkb. Birçok kuşta Üst gaga dibinde Yumuşak ve genellikle Sarı renkte Bir Deri vardir. Bir Kısım bataklık ve su kuşlarında met Deri üyeye gagayı Örter ve Zengin Sinir uçları Ile Dokunma düzenlenmiştir görevini Görür.

Kuşların Beslenme tarzına bağlı olarak değişik şekillerde Çok İyi gagalara rastlanır. Yırtıcı kuşların gagaları Kanca görmeme Kivrik, sivri, keskin ve Çok İyi güçlüdür. Deri, et ve Hatta kemikleri parçalarlar. Tohum Yiyen kuşlarda gagalar Kalın ve koniktir. Bataklık ve Sulak alanlarda yaşayan kuşların gagaları genellikle uzundur. Böcek Yiyen kuşların gagaları ince ve sivridir. Pelikan gagası imkb alt çenedeki esnek derisiyle Büyük Bir kepçe gibidir. Gaga şekilleri de kuşların tanınmasında ipuçları verir.

Kuşlarda Beslenme

İç organlar bölümünde kuşların Hastayım system hakkinda Özet bilgiler verilmiştir. Kuşlarda gaga; besinleri tutmaya, koparmaya ve parçalamaya Yarar. Ağız kısmında, aldığı besinleri öğütmeye, ufalamaya Yarayan DIŞ görmeme Bir organ YOKTUR. Taneyle beslenenler taneleri oldugu görmeme veya gagalarıyla kırarak, etle beslenenler imkb avlarını parçalayarak yutarlar. Kuşların cogu besinlerini Büyük parçalar halinde yutar. Yutulan besinler kursağı Olan kuşlarda Bir süre kursakta Kalıp yumuşatılır. Besinler midede parçalanır. Ön midede Hastayım fermentlerini alarak taşlığa (kaslı mideye) geçen besinler burda Küçük parçalar haline Gelir ve bağırsaklara Geçer. Hastayım bağırsakta tamamlanır. Selüloz imkb körbağırsakta sindirilir. Çok İyi hareketli Olan ve Çok İyi Enerji harcayan Kuşlar Çok İyi Gıda Almak zorundadırlar. Yalniz ot ve yaprak görmeme besinlerle beslenen Kuş Türü Çok İyi azdır. Bitkisel besinlerle beslenen Kuşlar genellikle filiz, Körpe yaprak Meyve tohumları Yerler. Bitkisel besinlerin sindirimi hayvansal besinlerden daha Zor olduğundan ve gelişme sürecinde protein ihtiyacı Yüksek olduğundan bitki ve tane Yiyen kuşların cogu yavrularını Böcek ve kurtlarla beslerler. Belli Bir süre hayvansal proteinle beslenen yavrular gelişince Yine bitki ve tanelerle beslenmeye başlarlar. Kuşların Büyük Bir bölümü hayvansal gıdalarla beslenirler. Böcekler, kurtlar, larvalar, yumuşakçalar, krustaseler, sürüngenler, balıklar, Küçük memeliler, ardı et boy memeliler ve yavruları Ile çeşitli Kuşlar değişik Kuş türlerinin besinlerini oluştururlar. Hayvansal besinlerle beslenen Kuşlar sindiremedikleri Tuy ve kemikleri (baykuşta oldugu görmeme) Bir yumak halinde ağız yoluyla disari atarlar. Böcek Yiyen kuşların cogu da sindiremedikleri sert kitin parçalarını Ayni sekilde kusarlar. Gündüz yırtıcıları Tuy, Kemik, kil görmeme Parçaları yemezler. Akbabalar, özellikle kuzukuşu (Gypaetus barbatus) Kalın sığır kemiklerini safra midede oluşan asit (HCl) Ile eritirler. Balıkla beslenen Kuş türlerinden Yalı çapkınları pul ve kılçıkları ağız yolu Ile disari atmalarına karşın, Martı, pelikan ve balıkçıllar met kısımları da sindirirler. Meyvelerle beslenen kuşların birçoğu meyvelerin etli kısımlarını yer ve sindirirler, çekirdekleri imkb bağırsak veya ağız yolu Ile disari atarlar. Böylece bitkilerin yayılmasını da saglamis olurlar.

Kuşların dışkıları da beslenmelerine Türkçesi farklıdır. Tane ve tohumlarla beslenen kuşların dışkıları kuru ve katıdır. Hayvansal besinlerle beslenenlerin imkb cıvık ve genellikle yapışkandır. Meyvelerle ve bitkilerle beslenen kuşların dışkıları genellikle Pırlanta (Yeşil, mor) ve içlerinde çeşitli tohumlar vardir.

Kuşların birçoğu yavrularını Uzun Bir süre yuvada Besler. Bir kısmı kursaklarında veya Ön midede yumuşayan, Yari sindirilmiş besinleri kusarak veya yavruların gagalarını ağız ve kursaklarına sorunu çözecek kadar sokmalarını sağlayarak beslerler. Güvercin yavruları imkb ana babalarının kursaklarında oluşan sütümsü Bir maddeyi gagalarını ana babalarının boğazına sokarak alıp beslenirler.

Üreme ve Yumurtaları

Yumurtanın yapısı: 1.Kalker Yumurta kabuğu 2.İç Yumurta zarı 3.Yumurta Akı 4.Yumurta akındaki yüzen Bağlar 5.Yumurta sarısı 6.Besi maddesi (embrio plakası) 7.Yumurta sarısının zarı 8.iç Yumurta zarı 9.Hava düzenl

 

Kuşlarda üreme yumurtlama yoluyla Olur. Üyeye Kuşlar hazırladıkları Bir yuvaya veya Uygun Bir makyajını yumurtlar, Bir süre kuluçkada Yatar ve yavruların yumurtadan çıkmasını sağlar. Bazi türlerde yumurtadan çıkan yavrular yuvayı beleş Terk edermisin, ana-babalarıyla Birlikte besinlerini ararlar. Bir Kısım kuşlarda imkb yavrular belli Bir süre yuvada kalır, ana-baba veya herhangi Bir tarafından beslenir, uçacak hale gelince yuvayı Terk edermisin. Guguk Kuşu yuva yapmaz, yumurtalarını baska kuşların yuvasına bırakır, yumurtadan çıkan yavrular da yuva Sahibi Kuş tarafından beslenip büyütülür. Kuşlar genellikle ilkbaharda çiftleşerek yuvalanır ve yumurtlarlar. Met bazi kuşlarda senede Bir kez, bazılarında Iki kez, bazılarında 3-4 kez kuluçka olayı görülür imkb. Tr Çok İyi yumurtlayan Kuşlar tavukgillerdir. Bıldırcın 10-16, Keklik ve Sülün imkb 15-20 Yumurta yapar.

 

Kuşların yumurtaları şekil, büyüklük ve color bakımından Çok İyi çeşitlidir. Genel olarak Yumurta büyüklüğü kuşla ve çıkacak Yavru büyüklüğü Ile orantılıdır. Kuş büyüklüğüne Türkçesi tr Büyük yumurtayı Kivi, en küçüğü de guguk Kuşu yapar. Yumurtaların renkleri yuva yerlerine Türkçesi değişir. Oyuklarda, Karanlık, Kapalı yuvalarda kuluçkaya yatanların yumurtaları genellikle beyaz, açıktaki yuvalarda kuluçkaya yatan kuşların yumurtaları ortama uyacak sekilde imkb Pırlanta, lekeli ve Benekli Olur.

Kuşlar ve Dogal Pusula

Elde Edilen bulgulara Türkçesi, Kuşlar ‘sag’ gözleriyle Dünya’nın manyetik alanını görebiliyor. Alman Bilim insanları, kuşların sahipler oldugu met özellikle sag Ile sol gözün arasında Büyük Bir farklılık oldugunu ortaya koydu. Bilim insanları, kuşların sol gözleri Buzlu cam Ile kapatılınca uçma kabiliyetlerinin bozulduğunu, ancak sag gözleri kapatılınca hic Bir değişiklik yaşanmadığını belirtti.

Kuşların manyetik alanları algılayabildikleri ve met yeteneklerini Göç zamanlarında Yön bulmakta kullandıkları keşfedilmişti. Alman Bilim insanları imkb, kuşların sag gözlerinin gerçekten manyetik alanları görebildiğini ve met bilgiyi beyinlerinin sol tarafına aktardıklarını ortaya çıkardı.

Kuşların sag gözleriyle elde ettiği Goruntu, normal görüşlerinin uzerinde Parlak veya Karanlık gölgeler oluşturuyor. Gölgeler Kuş kafasını değiştirdikçe değişiyor ve gölgelerin olusturdugu desenler Kuş Click DOĞAL Bir pusula görevi görüyor.

Manyetik Görüş Farki

Bilim insanları, kuşların retinalarında mavi ışığa maruz kaldığında Aktif Hale Gelen moleküller olduğuna inanıyor. Manyetik alanlar, met moleküllerin Tekrar hareketsiz hale geleceği süreyi etkiliyor. Manyetik alanların aydınlıktan karanlığa geçişinin daha aşamalı gerçekleşmesi imkb normal görüşe kıyasla farkli Bir etki yapıyor.

Frankfurt’taki Goethe Üniversitesi’nde akademisyen Olan Katrin Stapput’un başkanlığını yaptığı Araştırma müziği Program teorilerini desteklemek icin Bir dizi testler düzenledi. Birkaç Kuş alınarak bazılarının sol gözleri, diğerlerinin de sag gözleri Buzlu Gözlük Ile kapatıldı.

Göç zamani gelince, Kuşlar baca şeklinde Bir kafeste salıverildi. Sol gözleri Kapalı Olan Kuşlar beklendiği görmeme kuzeye uçarken, sag gözleri kapali olanlar yönlerini karıştırdı ve farkli yönlere dağıldı.